To wear or not to wear

Gizem: Şuna baksana!
Duygu: E senin buna benzeyen gözlüğün var.
Gizem: Hayır ya bak bunun çerçevesi biraz daha yuvarlak hem bunlar... +ô3ıu4wo

diye devam eden ardı gelmeyen cümlelerden sonra Duygu'ya gına gelir ve tamam bunu da al derse o gözlük kesinlikle alınacaktır.

Kış mevsimini ne kadar sevsem de; güneşi çok az gördüğüm için ve gözlük takamadığım için birazcık huzursuz olduğum gerçeğiyle yaşamaya alışalı çok uzun zaman oldu.

Bu gözlük sevdası da ortaokul bitiminde altın rengi çerçeveli Ray-ban Aviator'la başladı. Sahip olduğum en güzel şeydi, kaldı ki Karadeniz'de yaşayan biri olarak iki dakika güneş beş saat yağmur göreceğim gerçeğine aldırmadan gözlükle dolaşmanın keyfini çıkarıyordum. Lise bitimine kadar tek bir gözlüğüm oldu ve hep daha fazlasını istedim. O sıralar, çocukken izlediğim Rain Man filminde Tom Cruise'un taktığı Wayfarer'lara kafayı takmıştım, ille de benim olacaktı. Üniversite sınavına girmeden annem hadi sana bir güzellik yapayım diyerek; tam bir gün öncesinde bana Wayfarer almaya karar verdi.

Gözlükçüm: "N'apıcaksın bu modeli, senelerdir satmadık bile bundan!" diyerek bana binbir çeşit gözlük gösterse de ben kararımdan caymadım ve 2140 olarak bilinen wayfarerlarıma kavuştum. Gören "Hehaha kafandan büyük o gözlükler" diyerek benle dalga geçse de gözlüklerimi bir öpüp koklamadığım kalmış hâlimle kendimi süperstar zannederek yürüyordum hatta yürümüyor, uçuyordum.

Uzun bir aradan sonra buluştuğumuz bir yaz günü Duygu'da aynı gözlükleri görünce mutluluktan havalara uçmuştum. Geçen sene benim de Ankara'ya yerleşmemle gözlüklerimizin sayısını hatırlayamayacak hâle geldik.

Peki neden gözlük?

Genel olarak makyaj yapmayı sevmeyen insanların gözlük taktığı kanısında olduğunuzu az çok tahmin ediyorum ama bir gözlük bundan çok daha fazlası demektir, bunda hemfikir miyiz?

Kendimi bildim bileli kısa saçlı olduğum için gözlüğü hiçbir zaman saçım önüme gelmesin diye kullanamadım en çok da buna üzülüyorum. (Şaka tabii gözlüğü kafama takıp gezmenin keyfi bir başka.) Gözlük moda değil, gündelik bir ihtiyaçtır. Güneşli günlerde kısılan gözün, göz çevresinde seneler içinde oluşturduğu kırışıklıklar tamamıyla akıllara zarar. Ne kadar farkında olmasak da göz sağlığı oldukça hassas bir konu. Hele ki gözleriniz bozuksa.

Güneş ışınlarından koruma sağlamayan, sırf görüntüsü güzel diye aldığım gözlüklerim elbette yok değil fakat mümkün mertebe ekstra güneşli günlerde o gözlüklerimi kullanmamaya dikkat ediyorum, sırf bu yüzden almaya karar verdiğim gözlüklerin fiyatına değil cam özelliklerine, ışın koruma düzeyine dikkat ediyorum. Duygu'yla birbirine benzeyen hatta modeli aynı olup çerçevesi farklı olan bir sürü gözlüğümüz olduğuna bakılırsa bizimkisi "sağlık + güzellik" kıvamına geldi diyebilirim. "Acaba bugün bunu mu taksam" sıkıntısı yaşamak da cabası.

Bir kadının en büyük silahı ne milyarlık ayakkabısı, ne çantası, ne pahalı takılarıdır; eğer bir kadının gerçekten kendini farklı hissedeceği bir şeyden bahsedeceksek bunun sadece gözlük olduğuna garanti verebilirim.

Instagram hesabından sonra buz gibi soğuduğum fakat taktığı her gözlüğe bakıp "Bir gözlük de yakışmasın, yeter" diye içimden çığlıklar attığım Rihanna ve Wayfarer 2140'ları.



Minicik boyuna aldırmadan "Ben her şeyi iyi taşırım" mesajı veren Mary Kate Olsen'la özdeşleşen Chanel Gradient gözlüklerine aşık olmayan insan kaldı mı, merak içindeyim.



 Aslında bu benim kişisel favorim denebilir. Victoria Beckham tasarımı olan cat eye gözlükler, tam pamuklara sarıp sarmalamalık.



 Bizimle büyüyen; biz büyüyüp normalleşirken büyüdükçe güzelliğine güzellik katan Hermonie yani Emma Watson orta boy wayfarerlarıyla parkta güneşlenirken pek de güzel görünüyor.


 "Ben aynalı gözlüğe aynalı demem, bir el havada selfie çekilmiyorsa!" kurallarını yerle bir eden Angelina Jolie Dolce& Gabbana gözlükleriyle, nude makyajını bir araya getirip "Oha, çüş, çekil git gözümün önünden" güzelliğine ulaşmış.



 Bu gözlüklerin de Victoria Beckham tasarımı olduğunu düşünüyorum ama bu konuda pek emin olmadığım gibi Kim Kardashian'ın Jennifer Lopez'e bu fotoğrafta aşırı benzemesinin önünde saygıyla eğiliyorum.




Kardashian ailesinin en bebiş üyesi Kourtney'nin vazgeçemediği cat eye'ları ve naifliğiyle yüreklerimizi yerle bir eden "Dolabını ve sevgilini ödünç alabilir miyim" dedirten Olivia Palermo'nun güzelliği...




"Sen ne taksan yakışıyor, al kalpli gözlük tak" demişler Vanessa Hudgens'a. Hatta o kadar yakışmış ki "ver o gözlükleri" diyesi geliyor insanın. Yürekleri The Carrie Diaries dizisiyle ağzımıza getiren Sebastian Kydd a.k.a. Austin Butler da gözlüksüz dolaşmayan ünlülerden. Ne yalan söyleyeyim; fazlasıyla yakışıyor. Gece bile gözlük taksa yadırgamam.

O zaman bunlar da bizden gelsin!











1 yorum:

  1. En son fotonun en altindakine ulasabilecegimiz bildiğiniz bir marka/model var mi acaba?

    YanıtlaSil